Estetik bir obje görüntüsünün yanı sıra, ‘‘deprem lambası’’ dünyanın dört bir tarafında oluşan depremlere eş zamanlı olacak şekilde, ışık darbeleri ve rahatsız edici bir gürleme çıkartarak cevap verir. Renk değiştiren armatür, gözlemcinin davranışını kaygı ve büyülenme arasında bir git gel yaratarak değiştirir. Nesne, aynı zamanda bizlere sürekli hareketli bir gezegende ve yerkabuğunda yaşadığımız gerçekliğini ve güzelliğini düşünmeye davet eder.
Fransız sanatçı sadf Tokyo’da yaşarken, Japonya’da meydana gelen büyük 2011 Tōhoku depreminden çok etkilenmiştir. Bu trajik olaydan ilham alınarak tasarlanan lamba, izleyici ve dünya arasında bir bağlantı grevi görür ve doğanın gücüne dair içgüdüsel korkumuzu sembolize eder.
Lamba dünyanın dört bir yanındaki depremler kaydederek bizlere anlık bildiriyor. IRIS (sismoloji için birleştirilmiş araştırma kurumları) verilerine bağlı olarak, deprem lambası dünya çapında gerçekleşen depremleri sadece birkaç dakikalık bir gecikmeyle izleyiciye iletir. Bu sanat eseri, boylamların eksenini temsil eden düzleştirilmiş bir ‘’planisfer’’ olarak düşünülebilir.
Işık ve ses uyarıları depremin yeri ve büyüklüğüne göre değişir. Örneğin, depremin büyüdükçe daha etkileyici bir gürleme ile veriler iletilir atımların rengini ve süresini ve sesin gücünü değiştirir.
Güncel Blog Yazılarımız